Herkesin tahmin ettiği üzere zaten kitaptan büyük bir zevk aldım. Tam olarak kitabın yorumunu yapmaya başlamadan önce nedenlerinden biri söylemek istiyorum sizlere; yayınevinin el çabukluğu. Yani Dex yayınlarının seri 2. kitabını 1. kitabıyla arasında pek zaman farkı bırakmadan yayınladı. Zaten bu Dex yayınevinin sevilmesinin en önemli sebeplerinden biri zannımca( ama maalesef bir türlü ikinci kitabını yayınlamadıkları Yemin Serisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İleride bununla ilgili bir yazıda yazmayı planlıyorum). Mesela Pegasus yayınevi Hush Hush serisinin 4. kitabı Finale için sağolsun bayağı bir bekletmişti bizi. Her neyse yoruma başlamadan önce bu bana göre çok önemli olan konuya da değinmek istedim. Şimdi gelelim yoruma...
Ahhh..kitap gerçekten çok güzeldi keşke biraz daha sürseydi dedim Obsidiyendeki gibi yine bitince.(bayağıda bir devrik oldu bu cümle). Kitabı en güzel yapan taraf yazarın üslubuydu. Katy'nin ağızından olayları öyle güzel anlatmış ki bana Katy kendi halkımdan biri gibi çok samimi hissetirdi. Ama tabii ki olamaz çünkü biz Türkler uzaylıları daha çok bir süpürge olsun ne bilim bir faraş olsun bu gibi bizi biz yapan aletlerle kovalmayı seçeriz. Şahsen ben bir uzaylı görsem -ki hepimiz biliyoruz uzaylıların Daemon gibi bir taş olmadığını ayrıca ben uzaylılardan, hikayelerindeni ufolarından falan bayağı tırsarım- öyle yapardım.
Her neyse bu kitabı sevmemin diğer bir yönü de türü. Kitap fantastik türünde ama ancak bana fantastik olduğu kadar romantik komedi gibi de geldi. (Gerçi Daemon ve romantizm???) Daemon ve Katy'nin atışmalarını okurken gerçekten çok eğlendim. Hele Daemon ın sürekli Blake farklı bir isimle seslenmesi...Borris hank mank falan yani bayağı uzayıp gidiyor bu liste :)
Ayrıca bu kitapta Obsidiyendekinden daha farklı bir Daemon'la karşılaşıyoruz. Daha romantik daha anlayışlı....ama bazı şeyler hiç değişmez tabii(bkz. Daemon ın hazırcevaplığı)
Yani demem o ki ben bu kitabı Obsidiyen'den daha çok beğendim çünkü hem daha akıcı hem daha uzun hem de daha doyurucuydu.
Yalnız kitapla ilgili bir şey daha söylemek istiyorum. Oniks kitabı bana Hush Hush serisinin 4. kitabı olan Fİnali aşşşşşşıııırıııı derecede anımsattı. Örnek olarak Blake ve Dante;
*Her ikiside başta iyi karakterler olarak görünürler ama sonra kötü oldukları anlaşılır.
*Her ikiside başroldeki kızımızla aynı türdendir ve onu bir konuda eğitmeye çalışır.
*Her iki kitaptada başroldeki erkek karakterler onlardan nefret eder, onlara güvenmez ve haklı çıkarlar bla bla bla....
Ayrıca bunun dışında Katy'nin annesinin sevgilisi Will ile Hank Millar...her ikiside anneleri kandırıp kendilerine aşık ederler, onların evine giderler ve esas kızlarımız hakkında araştırma yaparlar. başta her şey güzeldir ama sonra baş kötü onlar çıkarlar..işte bu benzerlikler beni bayağı bir rahatsız etti..
Serinin üçüncü kitabı Opal en çok merak ettiğim çünkü kapağını diğerlerine göre daha çok sevdim ayrıca Opal benim burcumun taşı :)
Valla ben pek anlayamadım ne dediğini ama önemli değil görsel yetiyor :)
Oldu o zaman...
Valla Daemonun gerçek olmadığını farkettiğinizde böyle oluyonuz falan diyo sanırım...amaaan her neyse..
Ve puanım(beni rahatsız eden benzerliklerden kırdım ama çok kıyamadım)