19 Mayıs 2013 Pazar

Neler Oluyor Hayatta?

Birde şu rüyam gerçek olsa olsa..Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa... Ben Hababam Sınıfı nın bütün müziklerini çok severim aslında filmlerini de çok severim ama Kemal Sunal oynayınca ..(tabii uyarlamalar hariç) Her neyse esas konumuz; yok yani öylesine bir yazı bu.
Her cuma olduğu gibi bu cuma da kitapçıya gittim ve birinci kitabına sahip olduğum Bildirge serisinin ikinci kitabı olan Direniş i benim sevgili ikinci el kitapçımdan 8 liraya aldım. Bakmayın ikinci el olduğuna kıvrılmış sayfası bile yok. İkinci el kitapçılardaki kitaplarını %85 nin durumu böyle aslında çünkü seçerek alıyorlar. Bursa da neredeyse 1.el kitapçıdan çok ikinci el kitapçı var tabii yerini bilene. Bu deco-bant larıda kitap ayracı yapmak için almıştım bir yaz gelsinde hepsini bitirene kadar kullanayım artık..
Artık Aşk Yeniden kitabını okumayı bitirdim ve en kısa zamanda yorumunu da yazıcam ancak hiç iyi şeyler yazmayı planlamıyorum her neyse söylemeyeyimde süprizi kaçmasın(ne süprizi be beğenmedim işte kitabı). Kitabın üzerindeki ayracı okurken kullanmıştım kendim deco bantla yapmıştım. tabii biraz kameramın azizliğine uğramış.
Şu sırala sınav haftasına 1 hafta kaldığı için kısa bir kitap okuyayım dedim ve kitap fuarından edindiğim Zehir Yiyenler ve Hikayeleri kitabını okumaya başladım. Kitap ayracını bana kardeşim yılbaşı hediyesi olarak almıştı. Üzerinde ki balina kafasını bir sağa bir sola falan çeviriyor bayağı şeker. Peki neden balina?  Çünkü en sevdiğim hayvanlar balina ve atlardır. İşte böyle..

 
Buda bahsettiğim hababam şarkısı (hababam güm güm güm hababam güm güm güm...)

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Mükemmel Çekilişşş

Sevgili Gülcenin Zaman Tünelinde çok güzel bir çekiliş var ben katıldım sizinde katılmanızı tavsiye ederim :)

17 Mayıs 2013 Cuma

Oniks-Jennifer L. ARMENTROUT/ Kitap Yorumu..

           Herkesin tahmin ettiği üzere zaten kitaptan büyük bir zevk aldım. Tam olarak kitabın yorumunu yapmaya başlamadan önce nedenlerinden biri söylemek istiyorum sizlere; yayınevinin el çabukluğu. Yani Dex yayınlarının seri 2. kitabını 1. kitabıyla arasında pek zaman farkı bırakmadan yayınladı. Zaten bu Dex yayınevinin sevilmesinin en önemli sebeplerinden biri zannımca( ama maalesef bir türlü ikinci kitabını yayınlamadıkları Yemin Serisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İleride bununla ilgili bir yazıda yazmayı planlıyorum). Mesela Pegasus yayınevi Hush Hush serisinin 4. kitabı Finale için sağolsun bayağı bir bekletmişti bizi. Her neyse yoruma başlamadan önce bu bana göre çok önemli olan konuya da değinmek istedim. Şimdi gelelim yoruma...
           Ahhh..kitap gerçekten çok güzeldi keşke biraz daha sürseydi dedim Obsidiyendeki gibi yine bitince.(bayağıda bir devrik oldu bu cümle). Kitabı en güzel yapan taraf yazarın üslubuydu. Katy'nin ağızından olayları öyle güzel anlatmış ki bana Katy kendi halkımdan biri gibi çok samimi hissetirdi. Ama tabii ki olamaz çünkü biz Türkler uzaylıları daha çok bir süpürge olsun ne bilim bir faraş olsun bu gibi bizi biz yapan aletlerle kovalmayı seçeriz. Şahsen ben bir uzaylı görsem -ki hepimiz biliyoruz uzaylıların Daemon gibi bir taş olmadığını ayrıca ben uzaylılardan, hikayelerindeni ufolarından falan bayağı tırsarım- öyle yapardım.
Her neyse bu kitabı sevmemin diğer bir yönü de türü. Kitap fantastik türünde ama ancak bana fantastik olduğu kadar romantik komedi gibi de geldi. (Gerçi Daemon ve  romantizm???) Daemon ve Katy'nin atışmalarını okurken gerçekten çok eğlendim. Hele Daemon ın sürekli Blake farklı bir isimle seslenmesi...Borris hank mank falan yani bayağı uzayıp gidiyor bu liste :)
            Ayrıca bu kitapta Obsidiyendekinden daha farklı bir Daemon'la karşılaşıyoruz. Daha romantik daha anlayışlı....ama bazı şeyler hiç değişmez tabii(bkz. Daemon ın hazırcevaplığı)
Yani demem o ki ben bu kitabı Obsidiyen'den daha çok beğendim çünkü hem daha akıcı hem daha uzun hem de daha doyurucuydu.

Yalnız kitapla ilgili bir şey daha söylemek istiyorum. Oniks kitabı bana Hush Hush serisinin 4. kitabı olan Fİnali aşşşşşşıııırıııı derecede anımsattı. Örnek olarak Blake ve Dante;
*Her ikiside başta iyi karakterler olarak görünürler ama sonra kötü oldukları anlaşılır.
*Her ikiside başroldeki kızımızla aynı türdendir ve onu bir konuda eğitmeye çalışır.
*Her iki kitaptada başroldeki erkek karakterler onlardan nefret eder, onlara güvenmez ve haklı çıkarlar bla bla bla....
Ayrıca bunun dışında Katy'nin annesinin sevgilisi Will ile Hank Millar...her ikiside anneleri kandırıp kendilerine aşık ederler, onların evine giderler ve esas kızlarımız hakkında araştırma yaparlar. başta her şey güzeldir ama sonra baş kötü onlar çıkarlar..işte bu benzerlikler beni bayağı bir rahatsız etti..

Serinin üçüncü kitabı Opal en çok merak ettiğim çünkü kapağını diğerlerine göre daha çok sevdim ayrıca Opal benim burcumun taşı :)

Valla ben pek anlayamadım ne dediğini ama önemli değil görsel yetiyor :)

Oldu o zaman...


Valla Daemonun gerçek olmadığını farkettiğinizde böyle oluyonuz falan diyo sanırım...amaaan her neyse..


Ve puanım(beni rahatsız eden benzerliklerden kırdım ama çok kıyamadım)

9 Mayıs 2013 Perşembe

Kitap Alışverişi..

Bugün bendeniz üzerinize afiyet biraz rahatsızlandım. Doktor falan filan..tabii bugünler benim için çok değerlidir. Gerek annem gerek babam bütün istediklerimi yaparlar :) Ne bilim fazladan harçlık, istenilenlerin alınması, dışarda yemek ısmarlanması yani rüya gibi geçer..İşte bunlarda hastalığımın nimetleri..
Fang Ailesi; konusuna vurulduğum bir kitaptı. Bir süre ödül almış, bestseller olmuş. Her neyse Oniks'te 230lardayım. Oniks bitince hemen başlayacağım..
Charles Dickens; edebiyat öğretmenimin sınavda sorucam diye zorla okuttuğu İki Şehrin Hikayesi sayesinde tanıdığım ve tek bir kitapla beni derinden etkileyip favori yazarlar listeme giriş yapan muhteşem bir yazar..Bu kitabı almaya karar verdiğimde konusuna bile bakmama gerek yoktu. Bir kere Dickens yazmış yani kötü olma ihtimali 0. Ayrıca şimdi harika bir kadro ile (bkz.Helena Bonham Carter benim için hala Belleatrix) filmide çekiliyor. Yani böyle işte hastalığım sayesinde bu muhteşem kitapların sahibi oldum :)

Not:Ah telefon kamerası ahhhhh...


Yeni Kitaplar-Şahane kapaklar..

Yayınevleri yine harekete geçti bir sürü kitap bastı-basıyor-basacak. İşte onlardan daha kapaklarını görür görmez listeme eklediklerim;



1-Gündüz Erkek Gece Kadın
Bu kapağa bayıldımmmmm hemen listeme ekledim konusu hiç önemli değil az öncede dediğim gibi bunlar sadece kapaklarına göre konularını bilmeden alacağı kitaplar :) Ama gerçekten harika yaaa..

2-Muhteşem Gatsby
Bu kitabın yeni olup olmadığından emin değilim ama ben yeni gördüm ve vuruldum. Harika bir kapak bence..ayrıca filmide varmış..

3-Uyuyan Güller
İşte sade ama güzel, havalı, albenili kapak diye buna derim ben..

4-Tesadüfler Adası
Aslında çok alışılmışın dışında bir kapak değil ama yine de ben çok beğendim..Yazara olan sempatimden de dolayı kesin alırım heralde bu kitabı..(kitap listesinde üstüne çizik atılmayan her kitap için böyle demişti)



Kitap Okuyamama Gribi..

Uzun zamandır yoğun çalışma programım (hep kullandığım bahane) yüzünden ne bloga girebildim ne de kitap okuyabildim. Üstelik Oniks'e de başlamıştım :( Aslında kitap okuyamamamın sebebi yoğun ders programımdan ziyade.......bilmiyorum bir türlü çözemiyorum nedenini ama elim kitaba gitmiyor. Sevgili Renkli Kitap ta bu konudan bahsetmişti. Onunda dediği gibi en sürükleyici kitaplar bile elimde sürünüyor (bkz Oniks). Bende en iyisi bir kitap alışverişi yapayım dedim. Ama daha fırsatım olmadı neyse ki haftasonuna giriyoruz :)
Ben bloga bakamadığım bu sürede bir sürü etkinlikler olmuş, kitaplar çıkmış ohoooo..çok şey kaçırmışım. Bir sürü çekilişi de kaçırmışım ama bir tanesini yakaladım iyi kide yakalamışım çünkü kazandımm :)) Sevgili Kitab-ı Sevda nın düzenlediği çekilişte Gabriel'in Cehennemi kitabının talihlisi oldum. Umarım kitap güzeldir. Yorumlarınızı bekliyorum bu konuda :) Neyse benden bu kadar..hayat işte akıyo gidiyo akıyo gidiyo...